Ana Sayfa - TR Kangal Forum

Tam Versiyon: Köpeğin Ezanda Uluması ne Anlama Geliyor????
Şu anda arşiv modunu görüntülemektesiniz. Tam versiyonu görüntülemek için buraya tıklayınız.
Sayfalar: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11
köpek sesten ürktüğü için uluyor ezan sesi ilan ambulans vs vs .. artık korkuyormu ağlıyormu orasını bilmiyorum
(09-01-2013, Saat:05:38)QüStah Adlı Kullanıcıdan Alıntı: [ -> ]"HU" << Kelimesi Arapça da Allah Demek Köpekler "uu"lamaz "Hu"lar iyi ve dikkatlice dinleyin... Bunu Uydurduğu mu Düşünenler Araştıra bilirler..

esma-ül hüsna da yalnız başına HU kelimesinin isim olarak yazıldığını ben görmedim yanlışım var ise affola Allah (c.c) arapçadada yine aynı yazılır HU kelimesi selam anlamı taşımaktadır bil hassa DERVİŞ ler HU diyerek selam laşmışlardır yanlış yada eksik bilgi paylaşımında bulunmayalım


(10-11-2012, Saat:12:14)kuul Adlı Kullanıcıdan Alıntı: [ -> ]Dostlar dediğim gibi bu tartışmaya girmeyeceğim. En yaygın bilinen oturarak işeme mevzusu hakkında düşüncelerim:
Sebebi Arapların giydikleri elbiseden başka bir şey değildir. Onlar alttan kaldırmak zorunda olduklarından ayakta işemek, her tarafını açıkta bırakmaya neden olur. Çömelerek ise hafifçe kaldırmak yeterli olur. Bizde ise pantolon üstten açmalı olduğundan ayakta işemek daha uygundur. Bu uygulamanın yayılması için sağlık konusu ile desteklenmeye çalışılmış olsa da kanıtsız dır.
Kuran daki yasaklara bakıldığında hepsi toplum birlikteliğini, asayişini bozan şeylerdir. Zina, içki, ***, gıybet, iftira, eşcinsellik vs. dikkat edilirse aile ve toplum yapısını bozan şeylerdir. Kişisel uygulamalarımız hakkında Kuran da hüküm bulamazsınız. Biraz objektif baktığınızda görebilirsiniz ki, bizim yatmamızı, kalkmamızı, oturmamızı, yemek yiyişimizi, su içmemizi gibi yaşamımızın her anını kontrol etmeye çalışan kurallar hadislere dayandırılmaktadır.
Bu işlerde Arap emperyalizminden şüpheleniyorum.
Sağlıcakla kalın... Neticede vaaz verecek durumda değiliz, forum ve düşüncelerimi paylaştım. Benim gibi düşünenlerde vardır belki.

hocam bakın size muhalefet olsun diye yazmak istemiyorum lakin siz kendi şartlarınıza itafen yorumluyorsunuz hangi şartlarda yaşıyorsunuz rahatınız ne durumdadır bilemem ama bu konuyu okuyupta kendine örnek çıkaracak genç yada bilgisi olmayan arkadaşlarımızı da düşünmek gerekir diyorsunki arapların çarşafı var onlara bu iş zor bizde fermuar var salla dışarı gitsin demeye getiriyorsun farzetki adam inşaatta çalışıyor hiç zor şartlarda kaldınızmı bilmem ama inşaatçı adamın doru dürüst tuvaleti olmaz en azından klozeti yada oraya seramikten bi alaturka hela taşı dahi koymaz müteahhit arkadaşlar hadi sen buyur sallayı sallayı üstüne sıçratmadan işe o gene iyi imkan varmıdırki bi delikanlı ben duvara işerimde üstümde sıçratmam diyen ? vaaz verecek tecrübem yoktur amma lakin geniş düşünmeyi severim umarım yardımcı oluyoruzdur.


(10-11-2012, Saat:12:14)kuul Adlı Kullanıcıdan Alıntı: [ -> ]Dostlar dediğim gibi bu tartışmaya girmeyeceğim. En yaygın bilinen oturarak işeme mevzusu hakkında düşüncelerim:
Sebebi Arapların giydikleri elbiseden başka bir şey değildir. Onlar alttan kaldırmak zorunda olduklarından ayakta işemek, her tarafını açıkta bırakmaya neden olur. Çömelerek ise hafifçe kaldırmak yeterli olur. Bizde ise pantolon üstten açmalı olduğundan ayakta işemek daha uygundur. Bu uygulamanın yayılması için sağlık konusu ile desteklenmeye çalışılmış olsa da kanıtsız dır.
Kuran daki yasaklara bakıldığında hepsi toplum birlikteliğini, asayişini bozan şeylerdir. Zina, içki, ***, gıybet, iftira, eşcinsellik vs. dikkat edilirse aile ve toplum yapısını bozan şeylerdir. Kişisel uygulamalarımız hakkında Kuran da hüküm bulamazsınız. Biraz objektif baktığınızda görebilirsiniz ki, bizim yatmamızı, kalkmamızı, oturmamızı, yemek yiyişimizi, su içmemizi gibi yaşamımızın her anını kontrol etmeye çalışan kurallar hadislere dayandırılmaktadır.
Bu işlerde Arap emperyalizminden şüpheleniyorum.
Sağlıcakla kalın... Neticede vaaz verecek durumda değiliz, forum ve düşüncelerimi paylaştım. Benim gibi düşünenlerde vardır belki.

hocam bakın size muhalefet olsun diye yazmak istemiyorum lakin siz kendi şartlarınıza itafen yorumluyorsunuz hangi şartlarda yaşıyorsunuz rahatınız ne durumdadır bilemem ama bu konuyu okuyupta kendine örnek çıkaracak genç yada bilgisi olmayan arkadaşlarımızı da düşünmek gerekir diyorsunki arapların çarşafı var onlara bu iş zor bizde fermuar var salla dışarı gitsin demeye getiriyorsun farzetki adam inşaatta çalışıyor hiç zor şartlarda kaldınızmı bilmem ama inşaatçı adamın doru dürüst tuvaleti olmaz en azından klozeti yada oraya seramikten bi alaturka hela taşı dahi koymaz müteahhit arkadaşlar hadi sen buyur sallayı sallayı üstüne sıçratmadan işe o gene iyi imkan varmıdırki bi delikanlı ben duvara işerimde üstümde sıçratmam diyen ? vaaz verecek tecrübem yoktur amma lakin geniş düşünmeyi severim umarım yardımcı oluyoruzdur.


hocam bakın size muhalefet olsun diye yazmak istemiyorum lakin siz kendi şartlarınıza itafen yorumluyorsunuz hangi şartlarda yaşıyorsunuz rahatınız ne durumdadır bilemem ama bu konuyu okuyupta kendine örnek çıkaracak genç yada bilgisi olmayan arkadaşlarımızı da düşünmek gerekir diyorsunki arapların çarşafı var onlara bu iş zor bizde fermuar var salla dışarı gitsin demeye getiriyorsun farzetki adam inşaatta çalışıyor hiç zor şartlarda kaldınızmı bilmem ama inşaatçı adamın doru dürüst tuvaleti olmaz en azından klozeti yada oraya seramikten bi alaturka hela taşı dahi koymaz müteahhit arkadaşlar hadi sen buyur sallayı sallayı üstüne sıçratmadan işe o gene iyi imkan varmıdırki bi delikanlı ben duvara işerimde üstümde sıçratmam diyen ? vaaz verecek tecrübem yoktur amma lakin geniş düşünmeyi severim umarım yardımcı oluyoruzdur.
arkadaşım ezan okunurken sen köpeğini bırak komşunu bi takip et caminin yolunu tutuyormu
Koçoğlu arkadaşım;
Doğru açıyı ayarlayan herkes üzerine sıçratmadan duvara rahatlıkla işeyebilir.
Asıl konudan saptık, o sadece bir örnekti. Ben bu örnekle bir Arap adetinin bize nasıl bir dini zorunluluk olarak kabul ettirildiğini anlatmak istedim. Bu sadece bir tanesi. Ve iddiamı desteklemek için -Kuranı Kerim de- insanoğlunun kimseyi ilgilendirmeyecek kişisel davranışları ile ilgili hiç bir hüküm bulunmadığını anlattım.
Bakın duygusal değilde mantıklı olarak bir düşünün; yemek yeme, yatma, uyuma, oturma, eve giriş, tuvalete giriş, su içme vs gibi günlük hayatınızı yönlendiren bütün dini hükümler Kuran da yer almamasına rağmen, bize dini zorunluluk olarak sunulur ve bunlara uymanızı sağlamak içinde hadisler öne sürülür. Bunda bir gariplik yok mu? Ben bunda gariplik gördüğümden dolayı Arapların günlük yaşantılarını örf ve adetlerini din yoluyla yaymaya çalıştıklarını düşünüyorum. Kültür emperyalizmi. "Cennet dili Arapçadır", kabirde sorular Arapça sorulacak gibi söylemler mesela, bunlarda apaçık dil emperyalizmi.

Benim dilimi öğren, benim dilimi kullan, benim yaptıklarımı yap, benim gibi yaşa ki cennete gidesin. İyi de ben Allah'a ve Peygamberine inanan, Müslüman olan fakat Türk oğlu Türküm. Benim ayrı dilim, ayrı kültürüm, ayrı adet ve törelerim var. Senin sundukların benimkilerle örtüşmüyor, sen beni kandırıyorsun, ben bunun doğrusunu değişmez Allah'ın Kelamından öğrenirim. Varsa vardır, yoksa yoktur, ben sana değil Kutsal Kitabıma inanacağım. (Kişiye, şahsa söylenmiş değil geneldir, kimse üzerine alınmasın)

İnanç mantıkla bütünleşmiyor. Körü körüne sunulanı alıyoruz. Acaba bunu sunanlar bize yanlış sunuyor olabilirler mi diye sorgulamıyoruz. Bize din olarak sunulan hurafelerden kaç tanesinin birebir Yahudi inanç ve uygulamaları olduğunu öğrenseniz şaşar kalırsınız. Musevi ve Hristiyan alemi bizim din, örf ve adetlerimizi bozmadan bizi yenemeyeceklerini anlayınca, yüzyıllardır boş mu durdular sanki. Kuranı bozamayınca başka şeyleri bozdular.

Neyse derin ve uzun bir mevzu...

Asıl konudan saptık yine. Mesele merak edilen konularda bilimsel araştırma yapmak yerine, dini hurafelere sığınıp kendimize cevaplar bulmamızdı. Bu mantık her zaman işliyor ve gerçek nedenlerin üzeri örtülüyor.

Anlaşılması için yine bir örnek verirsem eğer: Köpek uluması hakkında zikir, cin, şeytan diyor, kendimize cevabı bulup inanıyoruz. Cevabını bulduğumuzu düşündüğümüz içinde araştırmıyoruz. Belki de çok farklı bilimsel nedenleri vardır. Göz perdesinden, zikirden, şeytanlardan, cinlerden söz edilmiş. Patates satıcısına uluyan köpek ne oluyor o zaman? Hep körü körüne duyduklarımızı, anlatılanları doğru kabul etme sorunu. Nasıl bir şartlanmışlıksa artık anlaşılır gibi değil, adam hiç -yahu bu köpek ezanda hadi cine periye uluyor da, belediye hoparlörüne ne diye uluyor- diye sormuyor. Allah hepimize akıl fikir versin.
(27-04-2013, Saat:03:36)kuul Adlı Kullanıcıdan Alıntı: [ -> ]Koçoğlu arkadaşım;
Doğru açıyı ayarlayan herkes üzerine sıçratmadan duvara rahatlıkla işeyebilir.
Asıl konudan saptık, o sadece bir örnekti. Ben bu örnekle bir Arap adetinin bize nasıl bir dini zorunluluk olarak kabul ettirildiğini anlatmak istedim. Bu sadece bir tanesi. Ve iddiamı desteklemek için -Kuranı Kerim de- insanoğlunun kimseyi ilgilendirmeyecek kişisel davranışları ile ilgili hiç bir hüküm bulunmadığını anlattım.
Bakın duygusal değilde mantıklı olarak bir düşünün; yemek yeme, yatma, uyuma, oturma, eve giriş, tuvalete giriş, su içme vs gibi günlük hayatınızı yönlendiren bütün dini hükümler Kuran da yer almamasına rağmen, bize dini zorunluluk olarak sunulur ve bunlara uymanızı sağlamak içinde hadisler öne sürülür. Bunda bir gariplik yok mu? Ben bunda gariplik gördüğümden dolayı Arapların günlük yaşantılarını örf ve adetlerini din yoluyla yaymaya çalıştıklarını düşünüyorum. Kültür emperyalizmi. "Cennet dili Arapçadır", kabirde sorular Arapça sorulacak gibi söylemler mesela, bunlarda apaçık dil emperyalizmi.

Benim dilimi öğren, benim dilimi kullan, benim yaptıklarımı yap, benim gibi yaşa ki cennete gidesin. İyi de ben Allah'a ve Peygamberine inanan, Müslüman olan fakat Türk oğlu Türküm. Benim ayrı dilim, ayrı kültürüm, ayrı adet ve törelerim var. Senin sundukların benimkilerle örtüşmüyor, sen beni kandırıyorsun, ben bunun doğrusunu değişmez Allah'ın Kelamından öğrenirim. Varsa vardır, yoksa yoktur, ben sana değil Kutsal Kitabıma inanacağım. (Kişiye, şahsa söylenmiş değil geneldir, kimse üzerine alınmasın)

İnanç mantıkla bütünleşmiyor. Körü körüne sunulanı alıyoruz. Acaba bunu sunanlar bize yanlış sunuyor olabilirler mi diye sorgulamıyoruz. Bize din olarak sunulan hurafelerden kaç tanesinin birebir Yahudi inanç ve uygulamaları olduğunu öğrenseniz şaşar kalırsınız. Musevi ve Hristiyan alemi bizim din, örf ve adetlerimizi bozmadan bizi yenemeyeceklerini anlayınca, yüzyıllardır boş mu durdular sanki. Kuranı bozamayınca başka şeyleri bozdular.

Neyse derin ve uzun bir mevzu...

Asıl konudan saptık yine. Mesele merak edilen konularda bilimsel araştırma yapmak yerine, dini hurafelere sığınıp kendimize cevaplar bulmamızdı. Bu mantık her zaman işliyor ve gerçek nedenlerin üzeri örtülüyor.

Anlaşılması için yine bir örnek verirsem eğer: Köpek uluması hakkında zikir, cin, şeytan diyor, kendimize cevabı bulup inanıyoruz. Cevabını bulduğumuzu düşündüğümüz içinde araştırmıyoruz. Belki de çok farklı bilimsel nedenleri vardır. Göz perdesinden, zikirden, şeytanlardan, cinlerden söz edilmiş. Patates satıcısına uluyan köpek ne oluyor o zaman? Hep körü körüne duyduklarımızı, anlatılanları doğru kabul etme sorunu. Nasıl bir şartlanmışlıksa artık anlaşılır gibi değil, adam hiç -yahu bu köpek ezanda hadi cine periye uluyor da, belediye hoparlörüne ne diye uluyor- diye sormuyor. Allah hepimize akıl fikir versin.
peygamber efendimizin sünneti hafife alınmaz.islamiyeti yasamak istiyorsan.1 müslümana kuran'ı kerim yetmez.kuran'kerim allah kelamı dır.bozulmamıştır.nasihat üzerinedir.kuran'da nasıl ibadet edileceği yazılı değildir.bunu insanlar hadiş ile sünnet ile öğrenir.kuran bir bütündür.bir harfini inkar tümünü inkardır. 1 nisa 80- "kim resûl'e itaat ederse, gerçekte allah'a itaat etmiş olur. kim de yüz çevirirse, biz seni onların üzerine koruyucu göndermedik. (Ey Muhammed! Onlara) Deki: “Allah’ı seviyorsanız, bana tabi olunuz ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın...”(Al-i İmran / 31)

2)-(Ve yine) de ki: “Allah’a ve Rasule itaat edin; eğer yüz çevirirlerse, şüphesiz Allah kafirleri sevmez.” (Al-i İmran / 32)

3) -“Allah’a ve Peygambere itaat edin ki rahmet olunasınız.” (Al-i İmran /132)

4 Ey iman edenler! Allah’a itaat edin. Peygambere ve sizden olan emir sahiplerine de itaat edin...” (Nisa / 59) islamiyette sünnet önemlidir.peygamber efendimize itaat sünnet iledir.
kuran kerim de allahu teala peygamber efendimizi övmüştür. ahzap 56- "şüphesiz, allah ve melekleri peygambere salat ederler. ey iman edenler, siz de o'na salat edin ve tam bir teslimiyetle o'na selam verin." Kur’an-ı kerim baştan sona kadar Resulullah efendimizi övmektedir. Bu konudaki âyet-i kerimelerden bazılarının mealleri şöyledir:
(Biz seni âlemlere rahmet olarak gönderdik.) [Enbiya 107]

(De ki, ey insanlar, ben, Allah’ın hepiniz için gönderdiği Resulüyüm.) [Araf 158]

(Âlemlere [Cin ve insanlara ilahi azap ile] korkutucu [uyarıcı] olarak Furkanı [Kur’anı] kuluna [Muhammed aleyhisselama] indiren [Allah’ın şânı] ne yücedir.) [Furkan 1]

(Rabbinin sana verdiği nimetlerle mecnun değilsin. Senin için bitmeyen, sonsuz mükafat vardır. Elbette sen en büyük ahlak üzeresin.) [Kalem 2-4]

(Rabbin sana [çok nimet] verecek, sen de razı olacaksın!) [Duha 5]

(Allah ve melekleri, Nebiye salevat getiriyor, iman edenler, siz de salevat getirin.) [Ahzab 56]

(Resullerden kimisini kimisine üstün kıldık.) [Bekara 253]

(Nebilerden bazısını bazısından üstün kıldık.) [İsra 55]

Son iki âyet-i kerime de, peygamberlerden bazısının, diğerinden üstün olduğunu göstermektedir. Bir hadis-i şerifte de, (Beni insanların en iyisi bilmeyen kâfirdir) buyuruluyor. (Hatib)

Allahü teâlâ, bütün peygamberlere (Ya Âdem, Ya Musa, Ya İsa) diyerek ismi ile hitap ederken, Muhammed aleyhisselama, (Ya eyyühennebiyyu, ya eyyüherresul) diye özel hitap ediyor. Bu hitap şekli de Onun diğer peygamberlerden üstün olduğunu göstermektedir.

Fatiha suresinde bildirdiği gibi Allahü teâlâ (Âlemlerin Rabbi)dir. Resulullah da âlemlerden üstün olduğu için, (Rabbüke), (Rabbike) yani (Senin Rabbin) buyuruluyor. (Bekara 30, Saffat 180)

Fetih suresinin, (Bütün dinlerden üstün kılmak üzere, Resulünü hidayet ve hak din ile gönderen Odur) mealindeki 28. âyeti de Resulünün en üstün olduğunu göstermektedir. Resulullah, her peygamberden üstün olduğu gibi, eshabı da diğer eshabdan, ümmeti de diğer ümmetlerden üstündür.

Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Muhammed [aleyhisselam], Allah’ın peygamberidir, Onunla birlikte bulunanlar [Eshab], kâfirlere karşı şiddetli ve birbirlerine karşı merhametlidir.) [Feth 29]

(Mekke’nin fethinden önce Allah için mal veren ve savaşanlara, fetihten sonra verenlerden ve savaşanlardan daha yüksek derece vardır. Bunların dereceleri eşit değildir. Hepsi için Hüsnayı [Cenneti] söz veriyorum.) [Hadid 10]

(Allah, hepsine hüsnayı [Cenneti] vaad etmiştir!) [Nisa 95]

(Muhacir ve Ensar ile iyilikte onların [Eshabın] izinden gidenlerden Allah razıdır, onlara Cenneti hazırlamıştır.) [Tevbe 100]

(Siz, insanların iyiliği için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz.) [Al-i İmran 110]

Musa aleyhisselam, bu ümmetin faziletini Tevrat’ta okuyunca, (Bu hayırlı ümmete beni peygamber olarak gönder) diye dua etti. Cenab-ı Hak da, (Onlar Ahmed’in ümmetidir) buyurdu. Hazret-i Musa (Ya Rabbi, Ahmed’in ümmeti için bu kadar nimet ihsan ettin, beni de onun ümmetinden eyle) diye dua etti. Hazret-i Musa gibi büyük bir Peygamberin, bu ümmetten olmayı istemesi, Muhammed aleyhisselamın ve Onun ümmetinin üstünlüğünü göstermektedir. (Tenvir)

İncil’in aslında Muhammed aleyhisselamın vasıfları, üstünlükleri yazılıydı. Bunları bilen İsa aleyhisselam da, Musa aleyhisselam gibi, Muhammed aleyhisselamın ümmetinden olmak için çok yalvardı, dua etti ve bu duası da kabul oldu. Allahü teâlâ, Onu diri olarak göğe yükseltti. Kıyamete yakın tekrar yer yüzüne inecek, Muhammed aleyhisselamın dinine uyacak ve onu yayacaktır.

Bu ümmetin üstünlüğünü bildiren bir hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Allahü teâlâ, bu ümmeti şu üç hâlden emin etti:
1- Bu ümmete Peygamberiniz, [diğer Peygamberlerin kavimlerine yaptıkları gibi] beddua edip de mahvolacak değildir.

2- Kâfirler, [Ne kadar çok olursa olsun] bu ümmeti mahvedecek kadar galebe edemez.

3- Bu ümmet dalâlet üzerinde [sapık bir yolda, sapık bir mezhepte] birleşmez. Allah’ın rahmeti [salih] cemaatle beraberdir. [Salih] Müslümanların çoğunluğuna tâbi olun. Böyle Müslümanların çoğunluğundan ayrılan Cehenneme gider.) [Ebu Davud
Köpeğin yaratılışı Melekler, Adem Aleyhisselamın ( daha kuru çamur halinde olan cesedine ) uğrayıp geçiyorlardı. Adem Aleyhisselam’ın suret ve şeklinin güzelliğine ve boyunun uzunluğuna taaccubla bakıp hayran kalıyorlardı. Çünkü uzunluğu beşyüz zira idi. Amma hangi zira ile beşyüz zira olduğunu ancak Allah bilir. Adem Aleyhisselam’ın başı göklere degiyordu. Melekler daha önce ona benzeyen bir suret görmemişlerdi.

İblis ona uğradı, Adem Aleyhisselam’ı gördü. Ona, niçin hangi iş için yaratıldın dedi.İblis eliyle Adem Aleyhisselam’ın salsal halindeki cesedine vurdu. ( Çıkardığı sesten ) içinin boş olduğunu anladı. İçine girip öbür tarafından cıktı. İblis beraberindeki meleklere: Bu boş olarak yaratılmış ! Bir yerde sabit kalamaz ve dayanılmaz, dedi. Sonra meleklere :

‘’ Siz bunun sizden daha faziletli olduğunu mu sanıyorsunuz? Siz ne yapıyorsunuz? ‘’ dedi. Melekler :

‘’ Biz Rabbimize itaat ediyoruz,’’ dediler. Şeytan kendi kendi-ne şöyle söylendi: Eğer bu benden faziletli yaratılırsa vallahi ben ona itaat etmem.Eger ben ondan üstün olursam elbette onu helak edecegim.’’ Akıbeti söyledigi gibi oldu. Tükrüğünü azgında topladı ve sonra tükrüğünü Adem Aleyhisselam’ın salsal halindeki cesedine fırlattı. Melun şeytanın tükrüğü, Adem Aleyhisselam’ın göbeginin olduğu yere düştü. Allahü Teala Hazretleri, Cebrail Aleyhisselam’a, Adem Aleyhisselam’ın karnından şeytanın tükrüğünü oyup çıkarmasını emretti. Cebrail Aleyhisselam’ın oymasıyla Adem Aleyhisselam’ın karnı kazılmış oldu.



Cebrail Aleyhisselam’ın oyup çıkardığı Adem Aleyhisselam’ın göbeginden köpek yaratıldı.Köpekte üç izellik vardır.

1.Köpek Adem Aleyhisselam’ın çamurundan yaratıldığı için, insan olguna ünsiyet ve yakınlık etmektedir.

2.Gecelerin çoğunu uykusuz geçirir, Cebrail Aleyhisselam onun çamuruna dokunduğu için.

3. İnsan ve başkasını ısırır.Kendisine eziyet edildiği halde köpek sahibine ihanet etmez. İblisin tükrüğünün eser ve izi olarak. ezan okununca köpeğin uluma sebebi Ezan okurken şeytanların kaçtığı hadis-i şerif ile bildirilmiştir. (Buhârî, Ezân 4; Müslim, Salât 19; Nesâi, Ezân 30)

Horozlar melekleri görünce öterler. (Buhari, Bedülhalk, 15) Hayvanlar bizim görmediklerimizi görebiliyorlar.ezan okunduğunda uluma sebebi budur.cenabı hakkın 99 esması ve 1001 ismi vardır.1 taneside hu 'dur.köpekler seytan iyice kaçsın diye ulurlar.
Hep aynı şeyi yapıyorsunuz, iyi bir taktik bulmuşsunuz. Peygamberimizi övüp (sanki Peygamberimize itaatsizlik varmış gibi...) ardından onun tüm insanlardan ve peygamberlerden üstün olduğunu belirtip, neredeyse haşa Allah'a yakın dereceye getirmek, dolayısıyla hadisi ayetle bir tutmak ve sonrada hadis diye hurafeleri insanlara dayatmak. Bu saatten sonra yapma da görelim. Yukarıda da aynı şeyi yapmışsınız yine. Peygamberimizin üstünlüklerinden başlayıp, Köpeğin yaradılışı diye dayamışsınız hurafeyi.

İnsan dünyada Allah'ın temsilcisidir. Bütün kutsal kitaplarda insanın yaratılışı vardır. Hiç bir hayvanın yaratılışı ile ilgili hiç bir bilgi yoktur. Ve hiç bir kutsal kitapta köpeğin yaratılışı diye bir şey de yoktur. Köpeğin yaradılışı mı olur? Dinler insana hitap eder. Çünkü aklı vardır. Kitaplarda insanların doğru yolu bulmaları için bilgiler vardır. Kıssalarda insanlara aittir. Köpeğin kıssası ne diye anlatılsın? Kime ne faydası var bunun? Bunları nereden nasıl uyduruyorsunuz, sizden korkulur vallahi. Sonra niye köpek, güvercin değil, at değil, balina değil? Kıtmir demeyin alakası yok.

Bu konuda yazmamak için çok direndim. Yanlış anlaşılmaktan korktum. Size diyecek lafım yok, bundan sonra da yok. Çünkü iyi bilirim sonu yok. Kimse şartlandırmayı kolay çözemez hele de buradan.

Hayatta 2 şeyi iyi bilmek lazım. 1 dini, 2 sağlığı... Bilmezsen adama bok yedirirler seve seve yaparsın. Dini kullanıp bunu yersen cennete gideceksin diye, sağlığı kullanıp yersen şifa olur diye...

Her satırına cevabım var ancak yeri değil ve belli bir süreden sonra belatı vuruşlar, ithamlar başlayacaktır.

Burada ki yazım inançlı fakat aklını ve mantığını kullanabilen kişilere hitap ediyor.
Yazılı olduğu halde; Tevrata ve İncile değiştirilmiş, eklemeler yapılmış, bazı şeyler çıkarılmış yani bozulmuş olduğu gerekçesiyle inanmayız. Nelerin değiştirildiğini de bilmediğimizden hiç bir ayetine inanmayız değil mi?

Fakat; Kuran ayetleri ile karışmasın diye yazılmamış, kulaktan kulağa gelmiş hadislere ve hadis olduğu söylenen herşeye kayıtsız şartsız inanırız. En sağlam hadisler kabul edilen Buhari bile 200 sene sonra yazdı onları. Yazılı olan Allah kelamlarını değiştirip bozanlar, yazılı olmayan hadislere hiç bir şey yapmadı, yapamadı öyle mi?

Ona da itirazımız yok. Sahih hadislere elbette inanıp uyuyoruz ama sadece sahih olanlar yok ki. Rivayet üstüne rivayetle istedikleri herşeyi yapmaya zorluyorlar bizi. Tek bir Kelime-i Şehadetle müslüman oluyorsun, bu kadar kolay. Sonra da birileri çıkıp 3 Cuma namazını kaçırdın mı sizi dinden çıkarıyorlar. Kimin tekelinde bu din böyle?

İşte hep korktuğum başıma geldi ve yine muhabbet köpekten dine kaydı. Kendi adıma bunu sonlandırıyorum.
(03-05-2013, Saat:11:31)kuul Adlı Kullanıcıdan Alıntı: [ -> ]Hep aynı şeyi yapıyorsunuz, iyi bir taktik bulmuşsunuz. Peygamberimizi övüp (sanki Peygamberimize itaatsizlik varmış gibi...) ardından onun tüm insanlardan ve peygamberlerden üstün olduğunu belirtip, neredeyse haşa Allah'a yakın dereceye getirmek, dolayısıyla hadisi ayetle bir tutmak ve sonrada hadis diye hurafeleri insanlara dayatmak. Bu saatten sonra yapma da görelim. Yukarıda da aynı şeyi yapmışsınız yine. Peygamberimizin üstünlüklerinden başlayıp, Köpeğin yaradılışı diye dayamışsınız hurafeyi.

İnsan dünyada Allah'ın temsilcisidir. Bütün kutsal kitaplarda insanın yaratılışı vardır. Hiç bir hayvanın yaratılışı ile ilgili hiç bir bilgi yoktur. Ve hiç bir kutsal kitapta köpeğin yaratılışı diye bir şey de yoktur. Köpeğin yaradılışı mı olur? Dinler insana hitap eder. Çünkü aklı vardır. Kitaplarda insanların doğru yolu bulmaları için bilgiler vardır. Kıssalarda insanlara aittir. Köpeğin kıssası ne diye anlatılsın? Kime ne faydası var bunun? Bunları nereden nasıl uyduruyorsunuz, sizden korkulur vallahi. Sonra niye köpek, güvercin değil, at değil, balina değil? Kıtmir demeyin alakası yok.

Bu konuda yazmamak için çok direndim. Yanlış anlaşılmaktan korktum. Size diyecek lafım yok, bundan sonra da yok. Çünkü iyi bilirim sonu yok. Kimse şartlandırmayı kolay çözemez hele de buradan.

Hayatta 2 şeyi iyi bilmek lazım. 1 dini, 2 sağlığı... Bilmezsen adama bok yedirirler seve seve yaparsın. Dini kullanıp bunu yersen cennete gideceksin diye, sağlığı kullanıp yersen şifa olur diye...

Her satırına cevabım var ancak yeri değil ve belli bir süreden sonra belatı vuruşlar, ithamlar başlayacaktır.

Burada ki yazım inançlı fakat aklını ve mantığını kullanabilen kişilere hitap ediyor.
Yazılı olduğu halde; Tevrata ve İncile değiştirilmiş, eklemeler yapılmış, bazı şeyler çıkarılmış yani bozulmuş olduğu gerekçesiyle inanmayız. Nelerin değiştirildiğini de bilmediğimizden hiç bir ayetine inanmayız değil mi?

Fakat; Kuran ayetleri ile karışmasın diye yazılmamış, kulaktan kulağa gelmiş hadislere ve hadis olduğu söylenen herşeye kayıtsız şartsız inanırız. En sağlam hadisler kabul edilen Buhari bile 200 sene sonra yazdı onları. Yazılı olan Allah kelamlarını değiştirip bozanlar, yazılı olmayan hadislere hiç bir şey yapmadı, yapamadı öyle mi?

Ona da itirazımız yok. Sahih hadislere elbette inanıp uyuyoruz ama sadece sahih olanlar yok ki. Rivayet üstüne rivayetle istedikleri herşeyi yapmaya zorluyorlar bizi. Tek bir Kelime-i Şehadetle müslüman oluyorsun, bu kadar kolay. Sonra da birileri çıkıp 3 Cuma namazını kaçırdın mı sizi dinden çıkarıyorlar. Kimin tekelinde bu din böyle?

İşte hep korktuğum başıma geldi ve yine muhabbet köpekten dine kaydı. Kendi adıma bunu sonlandırıyorum.
biz peygamber efendimizi allahın kulu ve hak peygamberi olarak biliriz.insan yeryüzünde allahın temsilcisi değildir.insan üstün olarak yaratılmıştır.bu üstünlük ise allaha kulluk iledir.peygamber efendimizi ben övmeye kalksam,kuranı kerimde cenabı hakkın övdüğü kadar övemem.allah övdükten sonra kul övmüş çok mu? Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik." (Enbiya Suresi 107 Andolsun ki Resulullah sizin için Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çok zikredenler için güzel bir örnektir.
Nisâ 4/59 Kevser Sûresi ve Anlamı

Bismillahirrahmanirrahim.

innâ a' taynâkel-kevser fe-salli li-rabbike venhar inne sânı eke hüvel ebter.


Biz verdik sana (Yâ Muhammed) hakikatte Kevser. Sen de Rabbın için namaz kıl ve kurban da kesiver. Doğrusu, asıl ebter sana buğz eden (hınç besleyen, diş bileyen) in kendisidir.kuranı kerimin bir çok ayetinde hayvan ismi geçmektedir.
peygamber efendimiz,adem aleyhiş selamın yaratılmasında seytanın,[iblişin] haset ve kinini anlatmak için köpeğin yaratılmasını anlatmıştır. sahih hadislerin ölçüsü kurandır
resulullah efendimiz benim söylediğim sözlerin her karsılığı kuranı kerimde bir ayet vardır.kuranı kerimde karsılığı olmayan hadişleri kabul etmeyin buyurmuştur.köpeğin yaratılısı hangi ayete terştir.süreyi bakara,ayet:30, süreyi bakara,ayet:33,süreyi bakara,ayet:34,süreyi araf,ayet:12 dinimiz insana hitap eder kuranı kerimin bir çok yerinde hayvan ismi geçmektedir.peygamber efendimiz seytanın hasetini anlatmak için köpeğin yaradılısını anlatmış bu niye zor geliyor. Kur’an-ı Kerim’de adı geçen hayvanlardan bazıları (domuz gibi) haramlıkları anlatılmak için zikredilmiştir, bazıları insanoğlunun bir takım çirkin davranışlarını vasıflandırmak için kullanılmıştır (Eşek, köpek ve karga gibi), bazıları da (Deve, sinek, sivrisinek ve örümcek gibi) Allah’ın ayetlerini tefekkür için anlatılmıştır ve bazısı da (at gibi) hayvanları övmek için zikredilmiştir.
Kur’ân’ın bazı sûrelerinin adı hayvan adını taşımaktadır:
Bakara (inek) sûresi,
Nahl (arı) sûresi,
Ankebût (örümcek) sûresi,
Neml (karınca) sûresi,
Fil sûresi.

Bu sureler isimlerini içerdikleri konulardan dolayı almaktadır. Örneğin Bakara sûresi ismini İsrailoğulları’nın kestiği inekten dolayı almaktadır. En’âm sûresin deki En’âm ise; koyun, keçi, deve, sığır ve manda cinslerini bir arada ifade eden bir kelimedir.

1- Deve

“Bizim âyetlerimizi yalanlayıp da onlara karşı kibirlenmek isteyenler var ya, işte onlara gök kapıları açılmayacak ve onlar, deve iğne deliğine girinceye kadar cennete giremiyeceklerdir! Suçluları işte böyle cezalandırırız!” (el-A’raf / 40)
2- Sivrisinek

“Şüphesiz Allah (hakkı açıklamak için) sivrisinek ve onun da ötesinde bir varlığı misal getirmekten çekinmez. İman etmişlere gelince, onlar böyle misallerin Rablerinden gelen hak ve gerçek olduğunu bilirler. Kâfir olanlara gelince: Allah böyle misal vermekle ne murat eder? derler. Allah onunla birçok kimseyi saptırır, birçoklarını da doğru yola yöneltir. Verdiği misallerle Allah ancak fâsıkları saptırır (çünkü bunlar birer imtihandır).”
(el-Bakara / 26)
3- Katır

“Atları, katırları ve eşekleri binmeniz ve (gözlere) zinet olsun diye (yarattı). Allah şu anda bilemeyeceğiniz daha nice (nakil vasıtaları) yaratır.” (en-Nahl / 8 )
4- Buzağı

“Andolsun ki elçilerimiz (melekler) İbrahim’e müjde getirdiler ve: “Selam (sana)” dediler. O da: “(Size de) selam” dedi ve hemen kızartılmış bir buzağı getirdi.” (Hud / 69)
“Musa’ya kırk gece (vahyetmek üzere) söz vermiştik. Sonra haksızlık ederek buzağıyı (tanrı) edindiniz.” (el- Bakara / 51)
5- İnek

“”Bizim adımıza Rabbine dua et, bize onun ne olduğunu açıklasın” dediler. Musa: Allah diyor ki: “O, ne yaşlı ne de körpe; ikisi arasında bir inek.” Size emredileni hemen yapın, dedi.”
(el-Bakara / 68)
“Yahudilere bütün tırnaklı hayvanları haram kıldık. Sırtlarında yahut bağırsaklarında taşıdıkları ya da kemiğe karışan yağlar hariç olmak üzere inek ve koyunun iç yağlarını da onlara haram kıldık. Bu, zulümleri yüzünden onlara verdiğimiz cezâdır. Biz elbette doğru söyleyeniz.” (el-En’am / 146)
6- Yılan

“Bunun üzerine Musa asasını yere attı. O hemen apaçık bir yılan oluverdi!” (el-A’raf / 107)
“Bunun üzerine Musa asâsını atıverdi; bir de ne görsünler, asâ apaçık bir yılan (oluvermiş)!” (eş-Şuara / 32)
7- Çekirge

“Biz de ayrı ayrı mucizeler olarak onların üzerine tufan, çekirgeler, bitler, kurbağalar ve kan gönderdik; yine de büyüklük tasladılar ve günahkâr bir kavim oldular.” (el-A’raf / 133)
“Sanki etrafa yayılmış çekirge sürüsü gibi bakışları perişan (utançtan yere bakar) bir halde kabirlerden çıkarlar.”
(el-Kamer / 7)
8- Eşek - Merkep

“Tevrat’la yükümlü tutulup da onunla amel etmeyenlerin durumu, ciltlerce kitap taşıyan merkebin durumu gibidir. Allah’ın âyetlerini yalanlamış olan kavmin durumu ne kötüdür! Allah, zalimler topluluğunu doğru yola iletmez.” (el-Cum’a / 5)
“Atları, katırları ve eşekleri binmeniz ve (gözlere) zinet olsun diye (yarattı). Allah şu anda bilemeyeceğiniz daha nice (nakil vasıtaları) yaratır.” (en-Nahl / 8 )
“Yürüyüşünde tabiî ol, sesini alçalt. Unutma ki, seslerin en çirkini merkeplerin sesidir.” (Lokman / 19)
9- Dev Balık – Balina

“Yunus kendini kınayıp dururken onu dev bir balık yuttu.”
(es-Saffat / 142)
“Sen Rabbinin hükmünü sabırla bekle. Balık sahibi (Yunus) gibi olma. Hani o, dertli dertli Rabbine niyaz etmişti.” (el-Kalem / 48)
10- Domuz

“Allah size ancak ölüyü (leşi), kanı, domuz etini ve Allah’tan başkası adına kesileni haram kıldı. Her kim bunlardan yemeye mecbur kalırsa, başkasının hakkına saldırmadan ve haddi aşmadan bir miktar yemesinde günah yoktur. Şüphe yok ki Allah çokça bağışlayan çokça esirgeyendir.” (el-Bakara / 173)
“De ki: Bana vahyolunanda, leş veya akıtılmış kan yahut domuz eti -ki pisliğin kendisidir- ya da günah işlenerek Allah’tan başkası adına kesilmiş bir hayvandan başka, yiyecek kimseye haram kılınmış birşey bulamıyorum. Başkasına zarar vermemek ve sınırı aşmamak üzere kim (bunlardan) yemek zorunda kalırsa bilsin ki Rabbin bağışlayan ve esirgeyendir.” (el-En’am / 145)
11- At

“Nefsanî arzulara, (özellikle) kadınlara, oğullara, yığın yığın biriktirilmiş altın ve gümüşe, salma atlara, sağmal hayvanlara ve ekinlere karşı düşkünlük insanlara çekici kılındı. Bunlar, dünya hayatının geçici menfaatleridir. Halbuki varılacak güzel yer, Allah’ın katındadır.” (Al-i İmran / 14)
12- Kurt

“(Babaları) dedi ki: Onu götürmeniz beni mutlaka üzer. Siz ondan habersizken onu bir kurdun yemesinden korkarım. Dediler ki: Hakikaten biz (kuvvetli) bir topluluk olduğumuz halde, eğer onu kurt yerse, o zaman biz gerçekten âciz kimseler sayılırız.”
(Yusuf / 13-14)
“Ey babamız! dediler, biz yarışmak üzere uzaklaştık; Yusufu eşyamızın yanında bırakmıştık. (Ne yazık ki) onu kurt yemiş! Fakat biz doğru söyleyenler olsak da sen bize inanmazsın.” (Yusuf / 17)
13- Sinek

“Ey insanlar! (Size) bir misal verildi; şimdi onu dinleyin: Allah’ı bırakıp da yalvardıklarınız (taptıklarınız) bunun için bir araya gelseler bile bir sineği dahi yaratamazlar. Sinek onlardan bir şey kapsa, bunu ondan geri de alamazlar. İsteyen de âciz, kendinden istenen de!” (el-Hacc / 73)
14- Bıldırcın

“Ve sizi bulutla gölgeledik, size kudret helvası ve bıldırcın gönderdik ve “Verdiğimiz güzel nimetlerden yiyiniz” (dedik). Hakikatte onlar bize değil sadece kendilerine kötülük ediyorlardı.” (el-Bakara / 57)
“Ey İsrailoğulları! Sizi düşmanınızdan kurtardık; Tûr’un sağ tarafına (gelmeniz için) size vâde tanıdık ve size kudret helvası ile bıldırcın eti lütfettik.” (TA-HA / 80)
15- Koyun

“(Dişi ve erkek olarak) sekiz eş yarattı: Koyundan iki, keçiden iki… De ki: O, bunların erkeklerini mi, dişilerini mi, yoksa bu iki dişinin rahimlerinde bulunan yavruları mı haram etti? Eğer doğru iseniz bana ilimle söyleyin.” (el-En’am / 143)
16- Kurbağa

“Biz de ayrı ayrı mucizeler olarak onların üzerine tufan, çekirgeler, bitler, kurbağalar ve kan gönderdik; yine de büyüklük tasladılar ve günahkâr bir kavim oldular.” (el-A’raf / 133)
17- Örümcek

“Allah’tan başka dostlar edinenlerin durumu, örümceğin durumu gibidir. Örümcek bir yuva edinir; hâlbuki yuvaların en çürüğü şüphesiz örümcek yuvasıdır. Keşke bilselerdi!” (el-Ankebut / 41)
18- Karga

“Derken Allah, kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini ona göstermek için yeri eşeleyen bir karga gönderdi. (Katil kardeş) “Yazıklar olsun bana! Şu karga kadar da olamadım mı ki, kardeşimin cesedini gömeyim” dedi ve ettiğine yananlardan oldu.” (el-Maide / 31)
19 – Kelebek

“O gün insanlar yayılmış kelebekler gibi olurlar.” (el-Karia / 4)
20 – Fil

“Görmedin mi Rabb’in fil sahiplerine ne yaptı?” (Fil / 1)
21- Maymun

“İçinizden cumartesi günü yasağını çiğneyenleri elbette bilirsiniz. İşte bundan dolayı onlara “sefil maymunlar olun!” dedik.”
(el-Bakara / 65)
“De ki: “Allah katında cezaya çarptırılma bakımından bunlardan daha kötüsünü size haber vereyim mi? Allah, kimlere lanet etmiş ve gazabına uğratmışsa; kimlerden maymunlar, domuzlar ve şeytana tapanlar yapmışsa, işte bunların makamı daha kötüdür ve onlar düz yoldan daha çok sapmışlardır”.” (el-Maide / 60)
22- Aslan

“Aslandan kaçmaktalar.” (Müddessir / 51)
23- Bit ve Kene

“Biz de ayrı ayrı mucizeler olarak onların üzerine tufan, çekirgeler, bitler/keneler, kurbağalar ve kan gönderdik; yine de büyüklük tasladılar ve günahkâr bir kavim oldular.” (el-A’raf / 133)
24- Köpek

“Dileseydik elbette onu bu âyetler sayesinde yükseltirdik. Fakat o, dünyaya saplandı ve hevesinin peşine düştü. Onun durumu tıpkı köpeğin durumuna benzer: Üstüne varsan da dilini çıkarıp solur, bıraksan da dilini sarkıtıp solur. İşte âyetlerimizi yalanlayan kavmin durumu böyledir. Kıssayı anlat; belki düşünürler.”
(el-A’raf / 176)
25- Keçi

“(Dişi ve erkek olarak) sekiz eş yarattı: Koyundan iki, keçiden iki… De ki: O, bunların erkeklerini mi, dişilerini mi, yoksa bu iki dişinin rahimlerinde bulunan yavruları mı haram etti? Eğer doğru iseniz bana ilimle söyleyin.” (el-En’am / 143)
26- Karınca

“Nihayet Karınca vâdisine geldikleri zaman, bir karınca: Ey karıncalar! Yuvalarınıza girin; Süleyman ve ordusu farkına varmadan sizi ezmesin! dedi.” (en-Neml / 18)
27- Arı

“Rabbin bal arısına: Dağlardan, ağaçlardan ve insanların yaptıkları çardaklardan kendine evler (kovanlar) edin.” (en-Nahl / 68)
28- Hüdhüd

“(Süleyman) kuşları gözden geçirdi ve şöyle dedi: Hüdhüd’ü niçin göremiyorum? Yoksa kayıplara mı karıştı?” (en-Neml / 20)
Sayfalar: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11