Ana Sayfa - TR Kangal Forum

Tam Versiyon: Kangal'ın kökeni hakkında kültürel bir değerlendirme ve kara kangallar meselesi
Şu anda arşiv modunu görüntülemektesiniz. Tam versiyonu görüntülemek için buraya tıklayınız.
Kangal cinsi köpeklerinin kökeni hakkında birçok rivayet, yakıştırma olduğu herkesin malumu. Ancak sanırım en mantıklı açıklama Kangalların Orta Asya’dan Türk göçleriyle birlikte batıya yerleşmeye başlayan, yine aynı göçlerle “İslamlaşan” Türk medeniyetinin dini-felsefi görüş, estetik algı ve ihtiyaç etkenleri sonucu zamanla bugünkü halini almış bir ırk olmasıdır. Yine muhtemelen “alabay”ların bilinçli seçimi-ıslahı- sonucu oluşmuştur. (Burada kangal köpeklerimizin kökenini bir Türkmen köpeği olarak bilinen “Alabay”lar olduğunu *** etmek kendi köpeklerimize hakaret etmek değil; bir durum tespitidir. Nesnel bir örnek vermek gerekirse: biz kökenimiz “Hunlar veya GökTürkler” dir dediğimizde de Oğuzların kurdukları diğer hanlık ve beylikleri, devletleri küçük görmüş sayılmayız. )
-Peki bu varsayıma nasıl ulaştın?
Kangallar, kemik yapıları (özellikle kafatası ve vücut tipleri), kullanılış amaçları ve karakter özellikleri hasebiyle alabaylarla çok ciddi benzerlikler göstermekteler. Fiziksel olarak en büyük farkları ise kangallarda, alabaylar kadar geniş renk yelpazesinin kabul görmemiş olması, vücutlarındaki baskın olmayan renk dağılımının ve renkli bölgelerin düzenli olması sıralanabilir.
Bence Alabayların ehlileşmesinde “İslam” kültürünün ve batıya göçen Türklerdeki estetik anlayışının büyük payı var. Şöyle ki: KÜTÜB-İ SİTTE’de geçen bir hadis Ebu Zerr’den rivayetle: Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kişi, önüne semer kaşı kadar bir şey bırakmadan namaz kılarsa; (önünden geçtiği takdirde) siyah köpek, kadın, eşek namazını bozar..." Ebu Zerr`e dendi ki: "Siyahın kırmızıdan, beyazdan farkı nedir?" Şu cevabı verdi: "Ey kardeşimin oğlu! Sen bana, benim Resulullah (sav)`a sorduğum şeyi sordun. Efendimiz: "Siyah köpek şeytandır" buyurmuştu."
Yine sıklıkla rastladığımız bir diğer hadisi Hz. Cabir İbnu Abdullah (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Rasulullah (aleyhissalâtu vesselâm) bize köpekleri öldürmeyi emrettiler. (Bunun üzerine biz) çölden gelen kadına refakat eden köpeğe varıncaya kadar (bütün köpekleri) öldürdük. Sonra (aleyhissalâtu vesselâm) köpekleri öldürmeyi yasakladı ve:
"Halis siyahını (ve gözlerinin üstünde iki nokta gibi beyazı olan) iki noktalısını öldürün, zîra o şeytandır!" buyurdular. (Dikkat**: Genel vücut rengi ve gözlerinin üstündeki iki “siyah” noktayla burada anlatılan köpeğin özelliklerinin tam tersidir kangal! Ayrıca kara kangal mevzusuna da bu açıdan bakmak gerekir.)
İslamı kabul eden ve bu kültürden baskın olarak etkilenen “batıya göçen” Türkler muhtemelen hadislerde zikredilen siyah renkte olan hatta siyaha yakın koyulukta (koyu kahve vs.)ve siyahı baskın olan renkte olan çoban köpekleri haricindeki köpekleri üreterek bir ıslah yapmışlardır. Bu ıslah çalışmalarının, koyunu ve çobanı karanlıkta ürkütecek köpek renkleri göz önünde bulundurulmadan yapıldığını söylemek de mümkün değildir.
Karakter özelliği olarak; atasına, liderine bağlı bir milletin yetiştirdiği köpeklerde sahibine sonsuz bağlılık, kadına ve çocuğa şefkat konularında taviz vermeyeceği muhakkaktır. Dolaysıyla kangalın asil karakter özelliğinin şekillenmesindeki faktörler de yine toplumun kültürel algısı hususuna dayanmaktadır.
Şuanda kimilerimiz Türkiye’deki köpekleri tasnif etmeye çalışıyoruz. Bu pazarlama açısından doğru gibi görünse de mesele dönüp dolaşıp saf kanlığa geldiği için kimi zaman maalesef birbirimizin köpeklerini karalıyoruz. Hâlbuki Türkün hüküm sürdüğü bölgelerdeki köpekleri karşılaştırırsak köpeklerimiz hakkında daha kesin ve doğru hükümlere ulaşabiliriz. Moğolistan’dan, Tacikistan’a, Afganistan’a oradan Turan ellere İran’a(özellikle Güney Azerbaycan bölgesi) yaklaştıkça köpeklerimizin fizyolojik olarak ne kadar çok benzeştiğini görürsek tartışmalarımız sanırım o kadar azalır. Karabaş ve Akbaşlarımıza, farklı varyasyonlarına Karabaş ve Akbaş olarak sahip çıkmamız sanırım en doğrusu olacaktır.
Not 1: Alabayların Karabaş ve Akbaşların çiftleşmiş olmasıyla meydana çıktığı görüşüne de saygı duyarım ancak Orta Asya’ya nazaran Anadolu ve İran bölgesinde Karabaşların yoğun olması, Türklerin batıya göçüne paralel bir ıslahın olabileceğini daha mantıklı bir varsayım haline getiriyor.
Not 2: Genetik ve yeme alışkanlıkları, hatta coğrafi değişimlere uyum sağlama dâhil birçok neden göz önünde bulundurulmadan yapılan her çalışma eksik kalacaktır. Bu yazıda sadece sosyo-kültürel açıdan bir değerlendirme söz konusudur.
Amacım, Türk Çoban Köpeklerine ömrünü adayan ağabeylerimize hadsizlik değildir; âcizane fikirlerimi dilim döndüğünce dile getirdim. En derin saygı ve sevgilerimle.