11-10-2010, Saat:05:31
Kangalı saflığıyla, sürü köpeği karakterinde mi yetiştirmeli, yoksa boğuşuyla, bekçiliğiyle ve sertliğiyle mi?
Takdir edersiniz ki sürü koruma köpeği vasfında çalışacak köpek atletik, kolay yorulmayacak, cesur, çok adamcı olmayan, hatta çok boğuşçu da olmayan karakter ve yapıda köpeklerdir. Görevlerini çok iyi bilirler ve ekip halinde çalışırlar. Genelde safkanlar iyi iş görür.
Bekçi köpeği olacaklarsa, çok geniş arazilere ihtiyaç duymayan, tecihen iri, kaslı, korkutucu, sert ve yalnız yaşayabilen köpekler olur. Tabii boğuşa da girsin istenirse saflıktan öte irilik, cesaret, güç ön plana çıkar.
Bu iki köpek aslında ne kadar farklı köpeklerdir değil mi? Sürü köpeğinden yapamayacağı bir şey beklemek, ya da bekçi köpeğinden sürü köpeği olmasını beklemek ikisini de yapamayan köpekler çıkmasına sebep olur.
Özellikle Rusya'da bu çeşit seçici yetiştiricilik yapıldığından boğuş köpeklerinin ne kadar güçlü, soncu olduğunu görebiliyoruz. O Shunkarı, Bulldozeri, Topazı sürüye göndermiyorlar herhalde. Boğuş için yetiştiriyorlar, çok iyi boğuşan köpekler çıkıyor.
Benim tavsiyem, Türkiyedeki bütün karabaşlara kangal demek yerine, özellikle sürü bekçiliği dışına kanalize edilmiş melez köpeklerin aslında yaptıkları işlerde safkanlardan daha iyi olduğu fikrini yayalım. Davar köpeklerini de safkanlardan seçmeye çalışalım. Ve hem davar hem de bekçi/boğuş olacak şekilde iki farklı kan üretmeye gayret edelim. İnsanlar da ne aldıklarını bilsinler.
Kangal, Akbaş, Malaklı, Kars, Yörük... Bunların hepsi bizim toprağımızın köpekleri. Elbette saflığını koruyacağız. Devlet de yardım ediyor zaten. Bu safların yanı sıra, gelişigüzel eşleşmelerden ziyade, özellikle seçici üretim yapılarak da bir ulusal Bekçi/Dövüş köpeğimiz olsa fena mı olur?
Bir düşünsenize, Kangal kadar cesur, Akbaş kadar zeki, Malaklı kadar güçlü, Kars kadar büyük, Karadeniz kadar sert...
Takdir edersiniz ki sürü koruma köpeği vasfında çalışacak köpek atletik, kolay yorulmayacak, cesur, çok adamcı olmayan, hatta çok boğuşçu da olmayan karakter ve yapıda köpeklerdir. Görevlerini çok iyi bilirler ve ekip halinde çalışırlar. Genelde safkanlar iyi iş görür.
Bekçi köpeği olacaklarsa, çok geniş arazilere ihtiyaç duymayan, tecihen iri, kaslı, korkutucu, sert ve yalnız yaşayabilen köpekler olur. Tabii boğuşa da girsin istenirse saflıktan öte irilik, cesaret, güç ön plana çıkar.
Bu iki köpek aslında ne kadar farklı köpeklerdir değil mi? Sürü köpeğinden yapamayacağı bir şey beklemek, ya da bekçi köpeğinden sürü köpeği olmasını beklemek ikisini de yapamayan köpekler çıkmasına sebep olur.
Özellikle Rusya'da bu çeşit seçici yetiştiricilik yapıldığından boğuş köpeklerinin ne kadar güçlü, soncu olduğunu görebiliyoruz. O Shunkarı, Bulldozeri, Topazı sürüye göndermiyorlar herhalde. Boğuş için yetiştiriyorlar, çok iyi boğuşan köpekler çıkıyor.
Benim tavsiyem, Türkiyedeki bütün karabaşlara kangal demek yerine, özellikle sürü bekçiliği dışına kanalize edilmiş melez köpeklerin aslında yaptıkları işlerde safkanlardan daha iyi olduğu fikrini yayalım. Davar köpeklerini de safkanlardan seçmeye çalışalım. Ve hem davar hem de bekçi/boğuş olacak şekilde iki farklı kan üretmeye gayret edelim. İnsanlar da ne aldıklarını bilsinler.
Kangal, Akbaş, Malaklı, Kars, Yörük... Bunların hepsi bizim toprağımızın köpekleri. Elbette saflığını koruyacağız. Devlet de yardım ediyor zaten. Bu safların yanı sıra, gelişigüzel eşleşmelerden ziyade, özellikle seçici üretim yapılarak da bir ulusal Bekçi/Dövüş köpeğimiz olsa fena mı olur?
Bir düşünsenize, Kangal kadar cesur, Akbaş kadar zeki, Malaklı kadar güçlü, Kars kadar büyük, Karadeniz kadar sert...